Paylaşımlar
Ana SayfaPaylaşımlar

Etkili Eğitmenlik ve Etkili Eğitim Verebilmek

Paylaş
Etkili eğitim vermek demek bir eğitmenin bildiği konuyu iyi anlatması değildir. Etkili eğitmen eğitimin merkezine katılımcıyı koyarak, etkili eğitmenlik becerileriyle katılımcının öğrenmesini sağlayabilen ve öğrenme sonucunun sorumluluğunu da üstlenebilen
Etkili Eğitmenlik ve Etkili Eğitim Verebilmek.

"Duyduğumu unuturum, Gördüğümü hatırlarım, Yaptığımı öğrenirim."

  Eski bir Çin atasözü

 

Bazıları için etkili eğitim, eğitimcinin sadece sahne/sınıf sunuş performansı ile ilgilidir. Eğer eğitimcinin sınıftaki sunuş performansı iyiyse, iyi konuşuyorsa, sınıfın nabzını iyi tutuyor, onların dikkati hiç dağılmadan dinlemelerini sağlıyorsa, bu iyi bir eğitimci olduğunu gösterdiğini düşünürler. Bu durumda muhtemelen eğitimcinin katılımcı değerlendirmeleri de oldukça yüksek çıkacaktır.

Etkili eğitim, eğitime katılan herkesin eğitim esnasında eğitimciyi hayran, hayran dinlemesi ve eğitim bitiminde de ‘vay be çok güzeldi’ diyerek ayrılması mıdır?

 

Yoksa eğitim bitip katılımcılar işbaşı yaptıktan sonra eğitimin kuruma nasıl bir değer veya gelir kazandırdığına mı bakılmalıdır? 

Bunun ölçüsü veya değerlendirilmesi nedir? Kim yapar? Elbette bu değerlendirme kişiden kişiye çok farklılık da gösterebilir.

Konu elbette ki sadece sunuş performansının iyi olması kadar basit değildir. Artık kurumlar sonuçlara ve harcadıkları paraların nereye gittiğine daha çok dikkat etmeye başlamışlardır.

Etkili bir eğitimin ölçütü nedir? Nasıl öğretirsek daha verimli olur? … Bunu anlayabilmek için bazı eğitim teorileri ve modelleri de bilmemiz gerekir.

Bütün davranış bilimciler ve eğitim teknologları yıllar boyunca daha etkili eğitim nasıl yapılmalı diye çeşitli araştırmalar yapmışlar ve günümüze kadar da gelen çok değerli yöntemler geliştirmişlerdir.

Öğretim tekniklerinde yaygın kullandığımız yöntemlere baktığımızda 1957 yılında Amerikalı eğitim teknoloğu Edgar Dale ’in geliştirdiği ‘Yaşantı Konisi’ ( The Cone of Experience) bugün modern eğitim yöntemlerinde de bize ışık tutan bir model olmuştur.

Yaşantı Konisi

Dale’in geliştirdiği modelde insanların öğrenmelerini artıran/hızlandıran/kolaylaştıran üç temel bilimsel ilke şöyle sıralanabilir:

  • Öğrenme işlemine katılan duyu organlarımız sayısı ne kadar fazla ise o kadar iyi öğreniriz ve öğrenmelerimiz o kadar kalıcı olur.
  • En iyi öğrendiğimiz şeyler kendi yaşantımız yoluyla ve yaparak öğrendiğimiz şeylerdir.
  • En iyi öğretim, somuttan soyuta ve basitten karmaşığa doğru giden öğretimdir.

Bu model, hem eğitim tasarımı yaparken ve doküman hazırlarken, hem de öğretim yöntemleri uygulanırken mutlaka dikkate alınmalıdır.

Yapılan bir çok araştırma Dale’in modelinin sağlaması niteliğinde bulgular ortaya koymuştur. 

Bu çalışmalara göre insanlar (zaman sabit olmak üzere);

  • Okuduklarının %10’nu hatırlarlar
  • İşittiklerinin %20’sini hatırlar
  • Gördüklerinin %30’unu hatırlar
  • Hem görüp, hem işittiklerinin %50’sini hatırlar
  • Söylediklerinin %70’ini hatırlar
  • Hem yapıp, hem söylediklerinin ise %90’ını hatırlayabilmektedirler

Öğretim yöntemlerine bakacak olursak temelde 3 ana yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler de Dale’in Yaşantı Konisi modelini desteklemektedirler. 

Öğretim Yöntem ve Teknikleri

Öğretim Yöntem Teknikleri

Buna göre öğretim yöntemleri ve öğretme oranları ile ilgili şu sonuçlara varılabilir:

  • Eğitimci eğitim süresince ne kadar çok görsel kullansa da, film izlettirse de, demonstrasyon yapsa da, eğer sadece sunum yaparak ve sadece kendisi anlatarak eğitim veriyorsa (Düz anlatım yöntemi) ne kadar iyi bir konuşmacı olursa olsun, katılımcıların eğitimi öğrenme oranı maksimum %50 yi geçemez.
  • Eğitimci düz anlatımla beraber katılımcıları konuşturup, eğitime katabiliyorsa (soru sorup cevap alma, anlattırma vb.), onlara konuyu/anlatılanları anlattırıyorsa veya tekrarlatıyorsa (Buluş yoluyla öğretim yöntemi) o zaman aktif öğrenme başlamış demektir ve katılımcıların eğitimi öğrenme oranı %70 e kadar çıkabilir.
  • Eğitimci düz anlatımla beraber, katılımcıları aktif olarak konuşturuyor ve ek olarak onlara öğrenilenleri uygulatıyor veya yaptırıyorsa (Araştırma soruşturma yoluyla öğretim yöntemi) o zaman aktif öğrenme ile katılımcıların eğitimi öğrenme oranı %90 a kadar çıkabilir.
  • Tam öğretme ise bütün tekniklerin harmanlanması ile mümkündür. Eğitimci eğer eğitiminde bütün teknikleri karma olarak gerektiği zaman kullanabiliyorsa o zaman katılımcıların öğretilen her şeyi tam olarak öğrenmeleri mümkün olabilmektedir.

Tam öğretmede akla şöyle bir soru gelmektedir;

Eğer bir şey öğreteceksek sadece uygulama yaparak eğitim vermek mümkün değildir. Eğitimcinin hem düz anlatım yapması, hem de soru cevap yapması gereklidir. Bunun oranı nasıl olmalıdır? Yani eğitimin ne kadarında eğitimci aktif olmalı, ne kadarında ise katılımcılar aktif olup bir şeyler yapmalıdır?

Mevzuata veya prosedürlere dayalı eğitimler haricinde idealde olması gereken eğitimci ve katılımcı aktivasyon oranları şöyledir:

%30 Eğitimci aktif

%70 Katılımcı aktif

Bu oran mevzuata dayalı eğitimlerde (örn: Hukuk) eğitimci yönünde artış gösterecektir. Ama bu oranı katılımcı yönünde ne kadar fazla tutabilirsek öğrenme o kadar fazlalaşacaktır.

Eğitimci ve Katılımcı Aktivasyon Oranları

Eğitimci ve Katılımcı Aktivasyon Oranı

Aktivasyon oranı (eğitimde konuşma, uygulama vb faaliyetler) kimin lehine daha fazlaysa öğrenen  taraft odur. Tablo 2 de olduğu gibi, eğer bir eğitimde ağırlıklı olarak eğitimci aktif ve konuşan/uygulayan tarafsa bu durumda öğrenen kişi eğitimci olmaktadır.

Katılımcıya öğretebilmek için aktivasyon oranının katılımcı lehine mümkün olduğunca artırılması önemlidir.

Sonuç olarak etkili bir eğitimdeki genel prensipleri açıklayacak olursak:

  • Eğitimci düz anlatım yöntemini fazla kullanmamalı. Ne kadar çok konuşur ve anlatırsa katılımcı aktivasyonunun azaldığını ve öğrenmenin de azaldığını bilmeli.
  • Görselliğe ve görsel malzemeye önem verilmeli
  • Uygulatarak ve yaşatarak öğretme yöntemleri mutlaka ağırlıklı olarak kullanılmalı
  • İçerik hazırlanırken kolaydan zora ve bilinenden bilinmeyene doğru gidilmeli
  • Eğitimcinin aktif eğitim sıralaması: Anlat, uygula, anlattır ve uygulattır şeklinde olmalı.
  • Eğitimde bütün duyu organlarımıza özellikle ağırlıklı göz ve kulağa hitap edilmeli.
  • Katılımcıya ne kadar çok anlattırır ve uygulattırırsak o kadar çok öğretiriz.

 

Bayram Ünal

BNB training+consultancy

 

 ...........................................................................................................................................